Bilgisayar ve Bilişim Sistemi

Dünyada teknolojinin genel geçerli dili İngilizce’dir. Bilgiyle ilgili çalışan yapılar için İngilizce’de information systems terimi kullanılır. Türkçeye bilgi sistemleri olarak tercüme edilmiştir. Aynı şekilde bilgiyi ilgilendiren tüm teknolojiler için de information technologies, Türkçe karşılığı olarak da bilgi teknolojileri terimi kullanılır.

Bilgi sistemlerinin ya da teknolojilerinin sınırlarını çizmek zordur. Bunun yapılması için bilgi nedir, veri nedir gibi teorik tartışmalara girilmesi gerekir.

A- Türk Kanunları’nda Geçen Terimler

Kanunlarda bilişim sistemi veya bilgisayarla ilgili farklı terimler kullanılmıştır. Bu terimler kullanılırken bir isimlendirme ya da konumlandırma politikasının olmadığı açıktır. Aynı kanunun içinde dahi birbirine eşanlamlı kelimeler kullanılmıştır.

Terimleri ve kanun metinlerinde yer alma sayıları aşağıdaki gibidir:
Bilgisayar 57, bilgi işlem 34, bilgi sistemi(leri) 26, bilgi teknolojisi(leri) 19
Bilişim 29, bilişim teknolojisi 7, bilişim sistemi(leri) 8

Temel kanunlar madde gerekçeleri ile diğer kanunlardan bazıları ise kanun metinleri incelenerek ilgili terimlerin geçtiği yerler tespit edilmiştir.

1. Türk Ceza Kanunu’nda

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bilişim sisteminin tanımı yapılmamıştır. Onuncu bölüm özel olarak Bilişim Alanında Suçlar’a ayrılmış ve özel suç tanımları yapılmıştır. Türk Ceza Kanunu’nda bilgisayar terimi kullanılmamıştır.

Bu bölüm de dahil, Türk Ceza Kanunu’nda bilişim sistemi terimi geçen kısımlar:

Nitelikli Hırsızlık
Madde 142/e Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle
Nitelikli Dolandırıcılık
Madde 158/f Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle
Bilişim Sistemine Girme
Madde 243- (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Türk Ceza Kanunu’nun madde gerekçelerinde de bilişim sistemi terimi kullanılmaktadır. Madde gerekçelerinde aynı zamanda bilgisayar terimi de kullanılmıştır.

Kişisel Verilerin Kaydedilmesi - Madde 135 Gerekçesi:
Çağımızda kişilerle ilgili kayıtların bilgisayar ortamlarına geçirilip muhafaza edilmesi uygulamasına bazı kurum ve kuruluşlar tarafından başvurulmaktadır; hastanelerde hastalara, sigorta şirketlerinde sigortalılara, bankaların ve kredili alış veriş yapılan mağazaların müşterilerine ilişkin kayıtlar, böylece tutulmaktadır.

Söz konusu suç tanımında kişisel verilerin bilgisayar ortamında veya kâğıt üzerinde kayda alınması arasında bir ayırım gözetilmemiştir.

Nitelikli Hırsızlık - Madde 142 Gerekçesi:
Fıkranın (e) bendine göre; hırsızlık suçunun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir nitelikli unsur oluşturmaktadır. (…)
Nitelikli Dolandırıcılık - Madde 158 Gerekçesi:
Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır. (…)

Türk Ceza Kanunu bilişim sisteminin tanımını yapmamasından dolayı Bilişim Alanındaki Suçlar’ın tespit edilebilmesinde kullanılacak kıstaslar madde gerekçelerinde aranabilir. Bilişim sistemi kullanılan bölümlerde sistem terimi de bilişim sistemi teriminin yerine kullanılmıştır. Bu sebeple sistem terimi de işaretlenmiştir.
Bilişim Sistemlerine Karşı Suçlar
MADDE 243: Bilişim sistemlerine karşı suçların düzenlendiği bölümde yer alan bu maddede bilişim sistemine girme fiili suç olarak tanımlanmıştır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir.
Maddenin birinci fıkrasında bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak girmek veya orada kalmaya devam etmek fiili suç hâline getirilmiştir. Sisteme, hukuka aykırı olarak giren kişinin belirli verileri elde etmek amacıyla hareket etmiş bulunmasının önemi yoktur. Sisteme, doğal olarak, haksız ve kasten girilmiş olması suçun oluşması için yeterlidir.
İkinci fıkraya göre, birinci fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi, bu suç açısından daha az ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
Üçüncü fıkrada, bu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli düzenlenmiştir. Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi nedeniyle sistemin içerdiği verilerin yok olması veya değişmesi hâlinde failin, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılması öngörülmüştür. Dikkat edilmelidir ki, bu hükmün uygulanabilmesi için, failin verileri yok etmek veya değiştirmek kastıyla hareket etmemesi gerekir.
Sistem içindeki bütün soyut unsurlar, fıkrada geçen “veri” teriminin kapsamındadır.
MADDE 244: Maddenin birinci fıkrasında bir bilişim sisteminin işleyişini engelleme, bozma, sisteme hukuka aykırı olarak veri yerleştirme, var olan verileri başka bir yere gönderme, erişilmez kılma, değiştirme ve yok etme fiilleri, suç olarak tanımlanmaktadır. Böylece sistemlere yöneltilen ızrar fiilleri özel bir suç hâline getirilmiştir. Aracın fizik varlığı ve işlemesini sağlayan bütün diğer unsurları, söz konusu suçun konusunu oluşturmaktadır. Fıkrada seçimlik hareketli bir suç meydana getirilmiştir.
İkinci fıkrada, bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür.
Üçüncü fıkrada ise, bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması, ceza yaptırımı altına alınmıştır. Ancak, bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu bakımdan, fiilin örneğin dolandırıcılık, hırsızlık, güveni kötüye kullanma veya zimmet suçunu oluşturması hâlinde, bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilmeyecektir.
2. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bilişim sistemi terimi sadece 38/A maddesinde kullanılmıştır:
Elektronik işlemler
Madde 38/A – (Ek: 2/7/2012-6352/95 Md.)
(1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.(…)
(10) Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmez. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler ayrıca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmez.(…)

Bilgisayar terimi, amacı bilgisayara ilişkin usulleri düzenlemek olan 134. maddede sıklıkla kullanılmıştır. Ayrıca maddede sistem terimi de bilgisayar yerine kullanılmıştır.
Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma
Madde 134 – (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir.
(2) Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere el konulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, el konulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir.
(3) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine el koyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır.
(4) İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır.
(5) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine el koymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun madde gerekçelerinde bilişim ya da bilişim sistemi terimi kullanılmamıştır. Bilgisayar teriminin kullanıldığı yerler:
Avukat bürolarında arama, el koyma ve postada elkoyma (Madde 130) Gerekçesi:
Maddede, avukatın bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telefon, faks, bilgisayar gibi telekomünikasyon araçları hakkında, savunmasını üstlendiği şüpheli veya sanığın işlediği suç nedeniyle, 107’nci maddenin uygulanamayacağı açıklanmıştır.(…)
Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma (Madde 134) Gerekçesi:
Madde, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve geçici el koyma konularını düzenlemektedir.(…)
Ancak bilgisayarlardaki kayıtların gerçeğin açığa çıkarılması yönünden, ceza davasında delil, iz, eser ve emare oluşturacağı ortadadır. Bu itibarla madde hem bu olanağı sağlamak ve hem de bireysel yararları saklı tutmak amacıyla bilgisayar program ve kütüklerinde arama yapılmasını aşağıdaki belirli koşullara tâbi kılmış bulunmaktadır;
1. İki yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren cürümler hakkında yapılan soruşturmalarda bilgisayarda, bilgisayar programlarında ve bilgisayar kütüklerinde arama, kopyalama ve aygıta geçici olarak el koyma yapılabilir. (…)
5. Bilgiler şifreye bağlanmış ise ve bu nedenle giriş yapılamıyorsa, çözümün yapılabilmesi için araç ve gereçlere, aygıta geçici olarak el konulabilir. Çözümden hemen sonra bilgisayardaki bilgilere zarar vermeden aygıtın ilgilisine hemen geri verilmesi gerekir.
Dikkat edilmelidir ki, bu maddenin amacı 107’nci maddeden farklıdır. 107’nci maddede bilgisayar işlemekte iken içeri girilmekte ve ilgilinin bundan haberi olmamaktadır. Bu maddede ise, durağan hâldeki aygıtta araştırma, arama yapılmaktadır. (…)

Bilgisayar terimi kullanılırken “araç ve gereç” ve “aygıt” terimleri de benzer anlamlarda kullanılmıştır.
3. Türk Medeni Kanunu’nda
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ne maddelerinde ne madde gerekçelerinde bilişim, bilişim sistemi ya da bilgisayar terimleri kullanılmamıştır.
4. Türk Borçlar Kanunu’nda
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda bilişim veya bilişim sistemi terimi kullanılmamıştır. Ayrıca madde gerekçelerinde de bilişim ve bilişim sistemi terimlerine yer verilmemiştir.
Kanun maddelerinde ve madde gerekçelerinde bilgisayar terimi kullanılmıştır.
Hazır olanlar arasında
MADDE 4- Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur.
Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır. (…)
Madde gerekçelerine baktığımızda:
Hazır olanlar arasında (Madde 4) Gerekçesi:
818 sayılı Borçlar Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen telefon yanında, teknolojik gelişmeler göz önünde tutularak, Tasarıda “bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri”nin de, hazır olanlar arasında yapılmış sayılması öngörülmüştür (…)
İmza, Madde 15 Gerekçesi:
Güvenli elektronik imzayla gönderilen metinlerin ise, yazılı şekil yerine geçmesi için, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’na uygun olarak gönderilmesi ve alanlar tarafından bilgisayar ortamında kaydedilerek saklanabilmesi gerekir (…)
Kişisel verilerin kullanılmasında, Madde 419 Gerekçesi:
Maddenin birinci fıkrasında, teknolojik gelişmeler sonucu günlük yaşantının bir parçası hâline gelen ve bilgisayar ortamında saklanabilen verilerin kullanılması konusunda işçinin korunması amacıyla bazı sınırlamalar yapılmıştır (…)
5. Türk Ticaret Kanunu’nda
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda bilişim
Fatura ve teyit mektubu, Madde 21:
(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.

III - Basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu, Madde 58:
(1) Haksız rekabet, her türlü basın, yayın, iletişim ve bilişim işletmeleriyle, ileride gerçekleşecek teknik gelişmeler sonucunda faaliyete geçecek kuruluşlar aracılığıyla işlenmişse, 56’ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, ancak, basında yayımlanan şeyin, programın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri ortamlarda görüntülenenin; ses olarak yayımlananın veya herhangi bir şekilde iletilenin sahipleri ile ilan veren kişiler aleyhine açılabilir; ancak;(…)
Yukarıda anılan davalar, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, program yapımcısı, görüntüyü, sesi, iletiyi, yayın, iletişim ve bilişim aracına koyan veya koyduran kişi ve ilan servisi şefi; bunlar gösterilemiyorsa, işletme veya kuruluş sahibi aleyhine açılabilir.
Defter tutma yükümlülüğü, Madde 64:
(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikro fiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Belgelerin saklanması, saklama süresi, Madde 82:
(4) Kayıtlar 65 inci maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca elektronik ortama alınıyor ise, bilgiler; bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. Bu tür yazdırılmış bilgiler birinci cümleye göre de saklanabilir.

Madde gerekçelerinde bilgisayar ve bilişim sistemi kullanılmamasının yanı sıra maddelerde yer almasına rağmen bilişim aracı ve bilişim işletmesi terimleri de kullanılmamıştır. 21. ve 58. maddenin gerekçelerinde, maddelerin yürürlükten kaldırılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan aynen alındığı ifade edilmektedir.
6. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun maddelerinde bilişim sistemi sadece UYAP’ın tanımında kullanılmıştır. Bilgisayar kelimesi kullanılmamıştır. Ancak elektronik ortam kavramı bilgisayar anlamında kullanılmıştır.
Belge (Madde 199)
(1) Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.
Tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğu (Madde 219)
(1) Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Tahkim sözleşmesinin tanımı ve şekli (Madde 412)
(3) Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir.
Elektronik işlemler (Madde 445)
(1) Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır.
Madde gerekçelerinde bilişim teknolojisi kullanılmıştır.
Tanığın davet edilmesi Madde 243 Gerekçesi:
Tanığın mahkemeye çağrılmasına ilişkin kullanılacak araçlar, günümüz iletişim ve bilişim teknolojisi göz önüne alınarak gösterilmiştir. Mahkeme gerektiğinde tanığı telefon, faks ve elektronik posta gibi araçlardan yararlanarak davet edebilecektir.(…)
7. Diğer Kanunların Maddelerinde
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nda bilgisayar terimi kullanılırken bilişim ya da bilişim sistemi terimleri kullanılmamıştır. Ayrıca bilgi teknolojileri terimi de kullanılmıştır.
Tanımlar ve kısaltmalar, Madde 3:
v) İnternet alan adı: İnternet üzerinde bulunan bilgisayar veya internet sitelerinin adresini belirlemek için kullanılan internet protokol numarasını tanımlayan adları
dd) Kurul: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunu,
ee) Kurum: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunu,
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da bilişim ve bilgisayar kelimeleri geçmektedir.
Tanımlar, Madde 2:
g) İnternet ortamı: Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortamı,
k) Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri,
Ek Madde 1:
(…) Başkanlıkta; başkan, daire başkanı, müşavir ve meslek personeli kadrolarında çalışanların; mühendislik alanında elektronik, elektrik-elektronik, elektronik ve haberleşme, endüstri, fizik, matematik, bilgisayar, telekomünikasyon ve işletme mühendisliği fakültelerinden veya bölümlerinden, (…)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda bilişim uzmanı ve bilgisayar mühendisi ifadeleri çalıştırılacak personelin unvanları ve meslekleri ile ilgili ilkeleri belirlemektedir. Bilişim sistemi terimi sadece 135. maddede TCK’da içtima edilecek suçun tanımında kullanılmaktadır.
Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat ve katılım fonu kabul etme izni kaldırılan bir banka nezdinde mevduat ve katılım fonu hesabı bulunmamasına rağmen sahte olarak düzenlediği belgeler veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme yapılmasını talep eden kişiler hakkında, zimmet veya dolandırıcılık ile belgede sahtecilik, işlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme veya bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarından dolayı gerçek içtima hükümlerine göre cezaya hükmolunur. (…)
Sorumluluk Madde 41:
Yönetim kurulu, bu Kanunun 37’nci maddesi uyarınca faaliyetlerin muhasebeleştirilmesi, finansal tabloların hazırlanması, onaylanması, denetlenmesi, yetkili mercilere sunulması ve yayımlanması dâhil finansal raporlama sistemini, görev, yetki ve sorumlulukları belirlemek, bilgi sistemlerini yeterli hale getirmek ve uygulamayı gözetmekle yükümlüdür
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda da Bankacılık Kanunu’na benzer şekilde personel unvanları ve meslekleri ile ilgili tanımlarda bilişim ve bilgisayar terimleri kullanılmıştır.
6004 sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’da bilişim terimi kullanılmaktadır. Aynı bölümde ayrıca bilgi teknolojileri terimi de kullanılmaktadır.
Yardımcı Hizmet Birimleri, Madde 8:
ç) Bilişim Teknolojileri Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
1) Merkez ile yurtdışı teşkilatı arasındaki haberleşmeyi yürütmek, gelen ve giden haberleşme evrakının kayıt, tasnif ve dağıtımını sağlamak, bilişim ve haberleşme ihtiyaçları ile bağlantılı yazılımları temin etmek, oluşturmak ve geliştirmek.
2) Merkez ve yurtdışı teşkilatında mevcut bilişim altyapısının kurulumu, bakımı, ikmali, geliştirilmesi ve güncellenmesi ile ilgili işleri yürütmek, haberleşme güvenliğini sağlamak ve bu konularda görev üstlenen personelin bilgi teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak düzenli şekilde hizmet içi eğitim almalarını sağlamak
2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’da bilişim teknolojisi, bilgi işlem, bilgisayar, bilgi işlem makinesi gibi terimler karmaşık şekilde kullanılmıştır.
Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı, Madde 22/A:
a) 12’nci maddenin (c) bendinde belirtilen konular hariç olmak üzere, Bakanlık merkez ve taşra teşkilâtı ile bağlı kuruluşların ilgili birimleriyle iş birliği yaparak bilgi işlem sistemini kurmak, işletmek, bakım ve onarımlarını yapmak veya yaptırmak, bunlara ait hizmetleri ilgili birimlerle birlikte yürütmek; bilgi işlem projeleri ile ilgili olarak Bakanlık birimleri arasında koordinasyonu ve işbirliğini sağlamak.
b) İlgili birimlerle işbirliği yaparak bu birimlerin derlediği hukukî mevzuatı, yüksek mahkemelerin içtihatlarını, bilimsel yayınları, Ülkemizin üyesi olduğu uluslararası kuruluşlarca yapılan düzenlemeleri, yargı yetkisi tanınan uluslararası mahkemelerin kararlarını ve gerekli görülen diğer konuları değerlendirerek bilgi işlem ortamına aktarmak ve kullanıcıların hizmetine sunulmasını sağlamak.
c) Bilişim teknolojisindeki gelişmelere uygun olarak daha etkin ve verimli bilgi, belge ve iş akışı düzenini kurmak, buna yönelik yazılımları üretmek veya sağlamak.
e) Eğitim Dairesi Başkanlığı ile işbirliği yaparak merkez ve taşra teşkilâtı ile bağlı kuruluşlarda bilgisayar kullanacak personelin eğitimini sağlamak.
f) Bilgi işlem standartlarının belirlenmesi ve gelişiminin izlenmesinde, bilgi işlem makinelerinin ve yazılımının kullanılmasında diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.
g) Gelişen bilişim teknolojisini izlemek ve bunların Bakanlık bünyesine aktarımı konusunda görüş ve önerilerde bulunmak.
i) Bilgi işlem müdürlükleri ile birlikte mahkemeler ve diğer ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak bilgi işlem sisteminin etkin ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak.
B- Yargıtay Kararları’nda
Yargıtay Genel Kurul kararları kanunda yer alan terimlerin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda genel eğilimi gösteren önemli kararlar olduğundan, ihtilafın düzeltilmesi aşamasında neyi ifade ettikleri son derece önemlidir. Aşağıda Ceza Genel Kurul kararlarında bilişim sistemi terimiyle ilgili kısımlar gösterilmiştir:
Ceza Genel Kurulu 2006/6-136 Esas, 2007/150 sayılı Kararı:
“Maddede, ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem’ ibaresi kullanılmıştır. Bu ibare öğreti ve uygulamada, hem tek başına bir bilgisayar, hem de birden çok bilgisayar veya diğer bilişim araçlarından meydana gelen bir bilişim sistemi olarak yorumlanmıştır.
Bilişim sözcüğü ise, bilginin otomasyona tabi tutulması sonucunda işlenmesini, başka deyişle, verinin saklanması, organize edilmesi, değerlendirilmesi, nakledilmesi, çoğaltılmasını da kapsamaktadır. Madde gerekçesinde bilişim sistemi, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistem olarak tarif edilmiş, ‘veri’ kavramının da tüm bilişim suçlarının üzerinde işlendiği suçun konusu olduğu kabul edilmiştir. Bu tanımlamalardan da anlaşıldığı üzere, bilişim sistemi, bilgisayara göre daha geniş bir alanı kapsayan bir üst kavramdır. Bilişim sisteminde veri iletişimi, bilgisayarla birlikte, elektronik, manyetik veya bazı mekanik araçlarla bir ağ üzerinden sağlanabilir. (…)
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyelerinden Kubilay Taşdemir;
“Gelişen teknoloji nedeniyle bilgisayarın yaşamın her bölümünde yaygın biçimde kullanılması ve adeta günlük işlerin bir parçası olması nedeniyle bu araçların kullanılması sırasında daha önce akla dahi gelmeyen yeni suçları gündeme getirmiştir.
Bu teknolojik gelişme karşısında yasa koyucu bir yandan mevzuatta kendisini hissettiren gereksinmeleri karşılayabilmek, bir yandan da Türkiye'nin üyesi olduğu çeşitli uluslararası kuruluşların tavsiye kararlarına uyum sağlayabilmek için hukuki alanda da düzenlemeler yapma gereğini hissetmiştir. (…)
Bilişim kelimesi, Fransızca ‘informatigue’ kelimesinden Türkçe'ye çevrilmiş olup Fransızca ‘bilgi’ ve ‘otomatik’ kelimelerinin birleşiminden türemekte ve bilginin otomasyona tabi tutulması sonucunda işlenmesini yani verinin saklanması, organize edilmesi, değerlendirilmesi, nakledilmesi, çoğaltılması anlamlarını içermektedir. Günümüzde bütün bu işlemleri yapabilme özelliğine sahip cihazlar ise bilgisayarlardır. (…)
Bilişim suçlarının çok geniş ve sürekli ilerleyen bir alan olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'da öğretide görüş birliğiyle bilgisayara karşılık geldiği belirtilen ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem’ yerine bu tür araçlarla işlenen suçları da kapsayabilmesi ve yeni teknolojik ilerlemelere açık olması amacıyla ‘bilişim sistemi’ terimi kullanılmıştır. İster ‘bilişim sistemi’ isterse ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş’ sistem kavramı kullanılsın bununla ifade edilmek istenen genel amaçlı kullanıma müsait bilgisayarlardır.
Yoksa tek amaçlı çalışan bilgisayar destekli veya bilgisayar özelliklerinin bir kısmına haiz aletler ile atanmış bilgisayarlar bu yasanın kastettiği bilişim sistemi tabiri içinde değerlendirilemezler.
Teknik olarak bilgisayar belleğindeki programa uygun olarak aritmetik ve mantıksal işlemleri yapabilen, karar verebilen, yürüteceği programı ve işleyeceği verileri ezberinde tutabilen, çevresi ile etkileşimde bulunabilen araçtır. Diğer bir ifade ile bilişim özelliğine sahip bilgisayar yeterince kavramsallaştırılmış ve iyi tanımlanabilmiş her türlü problem üzerinde çalışabilen, bilgiyi işleyebilen, saklayabilen, organize edebilen, değerlendirebilen, aktarabilen, kullanabilen, iletebilen, değiştirebilen ve ilave yapabilen bir araçtır. Bilişim özelliğine sahip bilgisayarı diğer aygıtlardan ayıran özellik de budur: Genel kullanabilme özelliğine sahip bir araç olmasıdır.
Diğer bir ifade ile bilgisayarın dışında veya bilgisayar destekli yahut bilgisayar benzeri araçlar da bilginin otomatik işlenmesine yönelik olarak çalışabilir, ancak bunlar ile bir veya birkaç amaçlı işlem yapılabilir yoksa bilgisayar gibi bilişim alanının tamamını kapsayıcı nitelikte işlemler değil, yani atanmış bilgisayarlar bilişim özelliğine sahip araç değildirler:
Örneğin, elektronik hesap, makineleri, TV'ler, çamaşır makineleri, diyaliz makineleri, röntgen cihazları, dekoderler, hatta dalış bilgisayarları, arabaların yol bilgisayarları vs. bilişim alanında alanın temelini bilgisayarlar oluşturmaktadır.
Her ne kadar çoğunlukla ‘bilişim’ ile ‘bilgisayar’ terimleri aynı anlamda kullanılmaktaysa da gerçekte bunlar aynı şey demek değildir.
Zira ‘bilişim’ sözcüğü ‘bilgisayar’ kelimesine oranla daha geniş kapsamlıdır. Bilgisayar, (kompütür, elektronik beyin) aritmetik ve mantık işlemi dizileriyle oluşturulmuş programlara göre verileri (bilgileri) otomatik işleme tabi tutan sistemlere verilen ortak isim iken, bilişim (enformatik) ise, bilgisayardan da faydalanılmak suretiyle bilginin saklanması, iletilmesi ve işlenerek kullanılır hale gelmesine konu olan akademik ve mesleki disipline verilen addır; yani başka bir deyişle, bilgisayar kullanma ilmidir.
Bir faaliyetin bilişim faaliyeti olup olmadığını tarif edebilmek için, o faaliyetin bilgisayar sistemine dahil olup olmadığına bakmak gerekir. Daha açık bir ifadeyle şu sorunun cevabı verilmek gerekir. Faaliyet bilgisayar sistemiyle mi temellenmektedir; yoksa bilgisayar o faaliyetin gerçekleşmesine yardımcı bir unsur olarak mı kullanılmaktadır? Yani bilgisayar destekli midir? Bankaların ATM uygulaması bilgisayar destekli olduğu için bilişim faaliyetidir. Zira bu sistem herhangi bir nedenle çöktüğünde bu faaliyet de asla gerçekleşmez.
Bunun karşıtı bir örnek verilecek olursa, uçak firmalarının bilet satışlarında bilgisayar sistemlerinden yararlanmaları yani faaliyetin bilgisayar destekli olması bir bilişim faaliyeti değildir. Çünkü bu sistemler bu firmaların faaliyetini kolaylaştırmakla hızlandırmakla ve daha verimli kılmakla birlikte faaliyetin tarif edici unsuru değildir.(…)”
Ceza Genel Kurulu’nun 2009/11-193 Esas, 2009/268 sayılı kararı:
“Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için öncelikle ‘bilişim sistemi’ ve ‘Veri’ kavramları üzerinde durmak gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinin gerekçesinde, bilişim sisteminin tanımı yapılmayarak, hırsızlık suçunun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesinin, daha ağır ceza ile cezalandırmayı gerektiren nitelikli bir unsur olduğunun belirtilmesi ile yetinilirken; bilişim sistemi 243. madde gerekçesinde ‘verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağı veren manyetik sistemlerdir’ şeklinde tanımlanmıştır. Aynı gerekçede, sistem içindeki bütün soyut unsurların veri terimi kapsamında olduğu da dile getirilmiştir.
Veri, Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi'nin 1. maddesinde ‘bir bilgisayar sisteminin belli bir işlevi yerine getirmesini sağlayan yazılımlar da dahil olmak üzere, bir bilgisayar sisteminde işlenmeye uygun nitelikteki her türlü bilgiyi ifade eder’, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un tanımlar başlıklı 2. maddesinde ise ‘bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değer ifade eder’ şeklinde tanımlanmıştır.(…)
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi Kubilay Taşdemir;
(…) 765 sayılı TCK'nın on birinci babı az önce vurguladığım gibi ‘Bilişim Alanında Suçlar’ başlığını taşımasına rağmen, bu bapta yer alan maddelerde (525/a-b-c-d) bilişim kavramı yer almamış, anılan maddelerde anahtar sözcük olarak ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistem’ kavramı kullanılmış, ancak bu kavramın da ne anlama geldiği yasada açıklanmamıştır.
Söz konusu Onbirinci Bab'ı 765 sayılı TCK'ya ekleyen 3756 sayılı Yasa'nın gerekçesinde ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem’ kavramının yanında ayraç içinde bilgisayar kavramı kullanılmıştır.
5237 sayılı TCK'da, 765 sayılı TCK'da ki ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan‘ ifadeleri terk edilerek yerine ‘bilişim sistemi’, ‘diğer herhangi bir unsur’ yerine ise ‘ veri’ kavramları kullanılmıştır.
Bilişim kavramının öğretide değişik tanımları yapılmıştır. Bir tanıma göre ‘bilişim; teknik, ekonomik, sosyal, hukuk ve benzeri alanlardaki verinin saklanması, saklanan bu verinin otomatik olarak işlenmesi, organize edilmesi, değerlendirilmesi ve aktarılmasıyla ilgili bilim dalıdır’ (Yenidünya, A.Caner-Değirmenci Olgun, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Bilişim Suçları, İstanbul, Legal Yayınevi, s. 27-2003).
Bilişim kelimesi, Fransızca bir kelimeden Türkçe'ye çevrilmiş olup, Fransızca ‘bilgi’ ve ‘otomatik’ kelimelerinin birleşmesinden türemiştir. Bilginin otomasyona tabi tutulması sonucunda işlenmesi, yani verilerin saklanması, organize edilmesi, değerlendirilmesi, nakledilmesi ve çoğaltılması anlamlarını içermektedir. Günümüzde bütün bu işlemleri yapabilme özelliğine sahip cihazlar ise bilgisayarlardır.
Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değerdir. (5651 sayılı Kanun m. I-k)
Başka bir tanımla ‘.., bilgisayar tarafından iletişim, açıklama ve işlem amacıyla herhangi bir gaye, konu, durum, koşul, fikir ya da diğer unsurları açıklamak için (ve) sayıları, harfleri, simgeleri belirtmek üzere kullanılan genel terim...dir.’ (Yüksel, Ersoy; Genel Hukuki Koruma Çerçevesinde Bilişim Suçları, A.Ü. S.B.F.D. s. 119, s. 3-4, s. 169 Ankara-1994)
Bilişim sistemi ise, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik olarak işleme tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdin (5237 sayılı TCK'nın 243. madde gerekçesi)
Bilişim sisteminin, bilgileri otomatik olarak işleme tabi tutması ve manyetik olması dışında en önemli özelliği, genel amaçlı kullanım özelliğidir. Yani belli bir işin yapılmasına özgülenip başka bir fonksiyon eda edemeyen bir sistem bilişim sistemi değildir. Örneğin otomatik çamaşır makinaları, elektronik uzaktan kumandalı TV, programlanabilen buzdolabı, genel amaçlı işlem yapamadıklarından, yani yüklenen değişik programlara göre başka nitelikli işlemleri yapamadıklarından bilişim sistemi olarak kabul edilmeyecektir. (Levent Kurt, Açıklamalı-İçtihatlı Tüm Yönleriyle Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunundaki Uygulaması s. 14, Seçkin Yayınevi, Ankara-2005)
Özetlersek, 765 sayılı Yasada kullanılan ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan bir sistem’ ibaresi ile 5237 sayılı Yasada yer alan ‘bilişim sistemi’ kavramları ile genel amaçlı kullanıma uygun bilgisayarlar anlatılmak istenmiştir.
Bilişim ile bilgisayar terimleri aynı anlamda kullanılmaktaysa da, gerçekte bunlar aynı şey demek değildir. ‘Bilişim’ sözcüğü ‘bilgisayar’ kelimesine oranla daha geniş kapsamlıdır. Bilgisayar, aritmetik ve mantık işlemi dizeleriyle oluşturulmuş programlara göre verileri (bilgileri) otomatik işlemlere tabi tutan sistemlere verilen ortak isim iken, bilişim ise bilgisayardan da faydalanmak suretiyle bilginin saklanması, iletilmesiyle işlenerek kullanılır hale gelmesine konu olan akademik ve meslek disipline verilen addır, başka bir deyişle bilgisayar kullanma ilmidir (R. Yılmaz Yazıcıoğlu, Bilgisayar Suçları, s. 131, Alfa Yayınevi 1997) (…)”
C- Hukukçuların Değerlendirmeleri
Ders kitaplarında ya da uygulayıcılara kılavuz olması amacıyla yazılan kitaplarda da bilgisayar-bilişim sistemi tanımları yapılmaktadır.
Artuk-Gökçen-Yenidünya bilişim sistemi ve bilgisayar arasında fark olduğunu belirtmişlerdir:
“Yasada bölüm başlığı olarak ‘bilişim alanında suçlar’ ibaresinin kullanılması yerinde olduğu gibi, madde içeriklerinde ‘bilgisayar’ ya da ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem’ yerine. ‘bilişim sistemi’ denilmesi de isabetli olmuştur. Aşağıda açıklayacağımız üzere, ‘bilişim sistemi’ ibaresi, bilgisayar kavramına göre daha geniş kapsamlıdır. Diğer bir ifadeyle ‘bilişim sistemi’, bilgisayarları kapsamakla birlikte, bilgisayar olarak nitelendirilmeyen başka cihazları da içermektedir. Örneğin, iş yerlerinde bulunan pas cihazları (point of sale) gibi. Bu itibarla söz konusu suçların ‘bilişim alanında suçlar’ ya da ‘bilişim suçları’ olarak isimlendirilmesi isabetlidir.
Doktrinde bu suç tipleri isimlendirilirken hatalı olarak ‘bilgisayar suçları’ ibaresi, ‘bilişim suçları’ kavramının yerine geçecek şekilde kullanılmaktadır. Bu isimlendirmenin sebebi, bilişim suçlarının 1960'lı yıllardan itibaren Amerika’da ortaya çıkmasının bir sonucu olarak, Amerikan doktrininde yaygın olarak kullanılan ‘computer crime’ ifadesinin diğer ülkelerin hukukçuları tarafından da benimsenmiş bulunmasıdır. Gerçekten Amerika'da bilişim suçları yerine ‘computer crime’ (bilgisayar suçu), ‘computer-related crime’ (bilgisayar bağlantılı suç ‘computer-assisted crime’ (bilgisayar yardımlı suç) ya da ‘crimes against computer’ (bilgisayara karşı suçlar) kavramlarının kullanıldığı görülmektedir. Yakın tarihlerde bilişim suçları içinde mütalaa ettiğimiz ileri teknoloji cihazları ile işlenen suçlar için de ‘high-tech crime’ veya ‘techno-crime’ gibi terimlere yer verildiği de müşahede edilmektedir.”
Yaşar-Gökcan-Artuç. Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu’nda bilgisayar tanımını tercih ederken bilişimi de bir bilim dalı olarak kabul etmektedir.
“Terimsel olarak bilgisayar, çok sayıda aritmetiksel ya da mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir izlenceye göre yapıp sonuçlandıran elektronik aygıt, elektronik beyin, kompütür şeklinde; bilişim ise, özellikle bilimsel, toplumsal, ekonomik ve teknik bilginin bilgisayarda değerlendirilmesi, bölümlendirilmesi, saklanması, erişilebilmesi ve yayılması yöntemlerini konu edinen bilim dalı, enformatik, informatik biçiminde tanımlanmaktadır.”
Değirmenci de bilgisayar ile bilişim sistemi arasındaki farka dikkat çekmiştir.
“Bilgisayar verilerin depo edilmesi, saklanması, işlenmesi ve yeniden değerlendirilmesi faaliyetlerini, diğer bir anlatımla veri-işlemi tek başına gerçekleştirebilmektedir. Bilişim ise, hem verilerin işlenmesini yani veri-işlemi hem de verilerin aktarılmasını yani veri-iletişimini kapsamaktadır. Bilişim sistemi kavramının kullanılması, veri iletişimi sağlayan tüm cihaz ve sistemleri kapsayacağından dolayı yerindedir. Nitekim bu suretle, günümüzün eklenen özellikleri ile veri saklanması mümkün olan gelişmiş cep telefonlarına kablolu veya kablosuz olarak hukuka aykırı erişim eylemi de suç olarak düzenlenmiştir.”
D- Terminoloji Sorunu
Kanunların tamamında farklı isimlendirmeler olsa da temel amaç, bilgiyi ilgilendiren saklama, işleme, koruma gibi işlevlerin yerine getirilmesini, bu işlevi yapacak kişi ya da cihazların hukuki durumlarının düzenlenmesidir. Temel amacın ana hatları ile belirli olması çoğu zaman bir soruna yol açmasa bile özel ya da kamu hukukunda ihtilafların olması durumunda tanımlamalar ve terimlere atfedilen değerlendirmeler önem kazanmaktadır.
Özellikle ceza hukukunda terimlere dayanarak yapılan yorum farklılıkları insanların en değerli varlıkları olan özgürlükleri üzerinde kısıtlamaların uzamasına ya da kısalmasına sebep olabilmektedir. Farklı değerlendirmeler yapılabilmesi cezanın belirlenmesindeki farklı kanun maddelerinin uygulanması yanlış değerlendirmede fail aleyhine ya da fail lehine ancak mağdur aleyhine sonuçlar doğurabilmektedir.
Kanunların aynı yönde hüküm bildirmeleri uygulama açısından birliktelik sağlayabileceği gibi aynı şekilde kişilerin kanunlara olan güvenlerini de arttıracaktır. Anlatım ve dil birliğinin sağlanması kanun koyucuya düşen önemli bir görevdir. Kanun koyucu gerek kanun maddesinde gerekse gerekçesinde kanunun uygulanmasında ortaya çıkacak sorunları öngörebilmelidir. Aksi durumda ortaya çıkacak uygulama farklılıkları ya da yanlışlıkları ceza hukukunda fail ya da mağdur açısından sorunlara yol açacaktır.
Sınırları belli olmayan tanımlar hukuk sistemlerini en çok zorlayan konulardandır. Kanun koyucu bazen sınırları çizmenin hukuku uygulamayı zorlaştıracağını düşündüğünden tanım yapmaktan kaçınır. Örneğin üzerine kitaplar yazılan eşya hukukunun ana kavramı eşyanın tanımı Medeni Kanun’da yapılmamıştır. Bu tanımın yapılmaması, yeri geldiğinde hâkimin doğru kararı vermesinde sınırlayıcı olmasının engellenmesidir. Kanunda tanım yapıldığında herkes o tanım ile bağlı kalmış olacağından tanım dışında kalanlar için uygulanacak hüküm bulunmayabilir.
Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır. (TMK Md. 1)
hükmü özel hukukta hâkime, sorunu çözme yükümlülüğü verirken uygulayacağı kanunların ihtilafa uygun olmaması durumunda çözümü bulma konusunda serbestlik tanımıştır. Kıyas yapabileceği gibi “kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre” karar verebilmesine de imkân tanınmıştır.
Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz (Türk Ceza Kanunu Madde 2/3)
Ancak ceza hukukunda kıyasın yasak olduğu açık bir şekilde kanuna yazılmıştır. Bu durumda hâkim öncelikle suçu belirlerken kıyasa yol açacak şekilde geniş yorum yapamaz. O zaman tanımı yapılmamış bilişim alanında suçu nasıl tespit edecek?
Topluma Karşı Suçlar kısmında Bilişim Alanında Suçlar’a özel bir bölüm ayırılması bu alana değer verildiğini göstermektedir. Ancak sorun şu ki alan belli değildir. Bilgisayar’ın bu bölüme girdiğine şüphe yokken başka nelerin girdiği konusunda fikir ayrılıkları vardır. Ancak kullanım amaçlarına göre bazı bilgisayar türlerinin bu alana girmediği iddiası da vardır. Bilişim sistemi olarak bilgisayarın dışında kalan elektronik cihazlar olduğu da söylenmektedir.
Bilişim ve bilişim sistemi tanımı hukuki bir tanım değildir. Teknik bir tanımdır. Bilişimin sınırları çizilmeden bilişim sistemini tanımlamak da mümkün değildir. Kullanılan terimlerin kullanıldıkları alanlardaki teknik tanımlarını yapmak hukukun uygulanmasını da kolaylaştıracaktır.
1. Bilişim
1957 yılında Alman bilgisayar bilimcisi Karl Steinbuch tarafından kullanılan informatik terimi daha sonrasında diğer dillere de tercüme edildi. Türkçe’ye de bilişim olarak aktarıldı. Bilişimin doğrudan bu terime karşılık geldiğini kabul edersek, bilişim için yapılacak tanım:
“Bilişim, bilginin doğal ya da yapay sistemlerde temsili, işlenmesi ve iletilmesiyle ilgilenen bilgi bilimidir. Bilgiyi işleyenlerin bilgisayarları, kişileri ve organizasyonları içermesi sebebiyle bilişimin, teknik, kavramsal ve sosyal yönleri vardır.”
Bu geniş anlamı ile bilişimin kapsamına baktığımızda sadece bilgisayarlar yoktur. Temsil olarak kâğıt; analog ve dijital metinler, sesler, görüntüler; bir genin içeriği; kişilerin hatıraları gibi farklı bilginin saklandığı ortamları da kapsar. İşleme olarak ise insan muhakemesini, dijital işlemeyi ve örgütsel akışı da içerir. İletişim olarak da insanlar arası iletişim, insan bilgisayar iletişimi, bilgisayarlar arası iletişim ve her türlü iletişim türü (konuşma, ağ, mimik ve tavırlar vb.) de bilişimin alanına dahildir.
Dünyada ve ülkemizde bilişim ile birçok alanda uğraş verilmektedir. Örneğin biyolojik veri ve bilginin gösterilmesi, alınması ve işlenmesi ile ilgili biyoenformatik veya tıp bilişimi denilmektedir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bulunan Enformatik Enstitüsü’nde Tıp Bilişimi konusunda yapılmaktadır.
2. Bilgisayar Sistemi
a) Sistem
“Sistem: Birleştirilmiş, bir araya getirilmiş olan; maddi şeylerin, süreçlerin vb. (maddi sistem), ya da kavramların, önermelerin vb. (fikirsel sistem), tasnif etme, düzenleme ilkelerine göre sınıflandırılması; birbirine belirli tarzda bağlanmış bulunan parçaların, öğelerin bütünü
Parçalar arasındaki ilişkiye bağıntılar denir ve bağıntıların toplamı, bir sistemin yapısını meydana getirirler. Bütün ile parçaları arasındaki diyalektik ilişki, bütünün kendi parçalarının bir toplamı olduğunu, ancak davranış biçimi bakımından nitelikçe yeni, kendine özgü gelişim yasalarına sahip olduğu için basit bir toplama indirgenemeyeceğini söyler.”
Sistem bir bütünlük içinde çalışan birden fazla parçayı ifade eder. Parçalar bir araya geldiğinde bir bütünlük ifade ederler. Her bir parça tek başına bütünün gerçekleştirdiği işlevleri ya da kavramı ortaya koymaz. Ancak bir arada anlamlı olmaktadırlar.
Sistem kelimesi her alanda kullanılabilir. Fren sistemi, trafik sistemi, yangın söndürme sistemi, yönetim sistemi gibi. Sadece maddi parçaları değil, matematiksel işlemleri ya da akışı da içerebilir. Bir anlamda sistem parçaları arasında bir amaç birliği olmalı ve bu amaca ulaşmak için uyumlu bir bütün olmalıdırlar.
Bilgisayar da bir sistemdir. Bilgisayarın olmazsa olmaz parçaları olan mikroişlemci, hafıza ve dijital analog çevirici tek başına bir bütünlük ifade etmezler. Bu üç parça birbiriyle uyumlu olarak çalışabilecek hale getirildiklerinde artık bir bilgisayardan söz edilebilir.
b) Eklenti
Bilgisayarın işlevlerini arttırmak için eklediğimiz parçaları iki gruba ayırabiliriz. Bilgisayara eklenti olanlar ve olmayanlar. Eklenti alışılmış bir hukuki terimdir. Mütemmim cüz de denir.
Türk Medeni Kanunu
Madde 686: Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır.
Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini kaybetmez.
Eklenti sayılmayanlar
Madde 687: Asıl şeye zilyet olan kimsenin sadece geçici olarak kullanması veya tüketmesi için özgülenen ya da asıl şeyin özel niteliği ile herhangi bir ilişkisi bulunmadan sadece korunmak, satılmak veya kiraya verilmek üzere onunla birleştirilen şeyler eklenti sayılmaz.
743 Sayılı Eski Medeni Kanun
Madde 619:Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütün mütemmim cüzlerine de malik olur. Mahalli örfe göre bir şeyin esaslı bir unsurunu teşkil eden o şey telef veya tahrip yahut tağyir edilmedikçe ondan ayrılması kabil olmayan cüzler o şeyin mütemmim cüzleridir.
Bilgisayarın fizik olarak bir varlığı vardır. Genel olarak bir kasa içerisinde bulunurlar. Kasanın içine yerleştirilme suretiyle bilgisayara dijital olarak bağlanan parçalara eklenti denilebilir. Bunlara örnek olarak video kartları, sabit diskler, cd ve DVD okuyucular yazıcılar, modemler, TV kartları gösterilebilir. Bu eklentiler enerjilerini doğrudan bilgisayardan alırlar ve bilgisayar olmadan tek başlarına çalışamazlar.
Kasanın dışında olan ve her an sökülüp takılabilen cihazları da eklenti olmayanlar sınıfına konulabilir. Örneğin klavye, fare, cd/DVD, taşınır disk, yazıcı eklenti sayılmazlar.
Bilgisayarla ilgili terminoloji de zaten buna uygun terimler de vardır. Bilgisayarın kasasının içine yerleştirilen cihazlara iç (internal), kasa dışından bağlananlara da dış (external) cihaz denir.
Eklentilerin fiziksel yapılarına ve yerleştirildikleri konumlarına göre değil de işlevlerine göre sınıflandırılması doğru olmayacaktır. Çünkü aynı işleve sahip bir cihaz bağlanma şekline uygun olarak üretilir. Örneğin saklama işlevini yerine getiren disk doğrudan bilgisayar kasasına yerleştirilerek kablolu bir bağlantı ile bilgisayara bağlanırken, taşınır yapılmak istendiğinde diski bilgisayara bağlamayı sağlayan başka bir cihaza da ihtiyaç duyar.
c) Amaca Uygun Eklentiler
Bir bilgisayar mutlaka bir amaç için kullanılır. Kullanım amacı olmayan bir bilgisayar olamaz. Üretilmesi ekonomik değildir ve anlamsızdır.
Eklenmek istenen işlevlerin gereklerine ve mevcut teknolojiye göre bilgisayar özelleştirilebilir. Bilgisayarın kullanım amacına göre özelleştirilmesi onun bilgisayar olduğu gerçeğini değiştirmez. Akıllı cep telefonu aslında telefon görüşmesi işlevi de olan bir bilgisayardır. Aynı şekilde akıllı televizyonların televizyon işlevleri de bilgisayara televizyon işlevi eklenmesinden kaynaklanır.
Küçük ebatlarda olan bir bilgisayara, telefon işlevi kazandırmak için dokunmatik ekran, hoparlör, mikrofon, kablosuz ağ bağlantısı, SIM kart modülü eklenir ve bu sistemin çalışabilmesi için uygun bir yazılım kullanılır. Akıllı telefon denilen telefon işlevlerini de yerine getirebilen bu bilgisayarın sınıflandırmasının telefon olarak yapılması aslında doğru değildir. Ancak her şeyin içinde bilgisayarın olduğu bir dünyada her şeyi bilgisayar diye tanımlamak da anlamlı olamaz.
3. Bilişim Sistemi
Bilişim sistemi tanımı yapılırken bilgisayardan daha geniş anlamda olduğu ifade edilmektedir. Örneğin bir ağa birden fazla bilgisayar bağlı olduğunda ve bilgisayar dışında da cihazlar (switch, router vb.) da ağa bağlı olduğunda bilişim sistemine dahil kabul ediliyor. TCK md.243/1 de “bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına” diyerek sistemin parçalardan oluştuğunu da kabul etmektedir. Bilişim sistemi kapsamı genişletmek amaçlı kullanılmaktadır.
Bilişim sistemi tanımından hareket ettiğimizde nelerin bilişim sistemine dahil olduğu nelerin olmadığı konusunda önemli sorunlar çıkacaktır. Bilgisayara bağlı bir tarayıcı bilişim sisteminin parçası mıdır? Çünkü tarayıcılardan okutulan resimler bilgisayara aktarıldığında resim verisi, OCR ile dönüştürüldüğünde de metin haline gelir. Bilişim sistemi, kanun gerekçesinde yazdığı gibi “verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemler” veya “veri-işlemi ve veri-iletişimi sağlayan tüm cihaz ve sistemler” olduğuna göre tarayıcı da bilişim sistemi midir yoksa bilişim sisteminin bir parçası mıdır?
Bilişim sistemine insanlar da dahil midir? Çünkü veri iletişimin en önemli kaynağı insandır. Bilgiyi, yazma, okuma (ses verisi), tarama gibi değişik tekniklerle dijital ortama aktaran insandır. Buna göre değerlendirdiğimizde bilişim sisteminin en önemli parçasıdır da.
Klavye ya da fare bilişim sistemine dahil ise üzerinde herhangi bir veri giriş imkânı olmayan HDMI girişli ekran da dahil midir? Nokta vuruşlu klasik yazıcılar dahil midir? Çünkü bu cihazların tamamı da bilişim sisteminde veri aktarımı yaparlar.
Günümüzde akıllı telefonlarda yaygın olarak kullanılan küresel konum belirleme sistemi bu işlevini uydulardan aldığı verilerle sağlamaktadır. Yani uydular bir bilişim sistemi olan akıllı telefonlara dahil midir? Ya da uydulardan yayınlanan dijital yayını alan akıllı televizyonlar ya da dekoderler bir bilişim sistemi midir? Çünkü onların da içinde veri iletimi ve veri işleme bulunmaktadır.
Örnekleri o kadar arttırmak mümkün ki. Bilgisayarın desteği gereken ya da bilgisayarda daha kolayca yapılan her iş için üretilen bir cihaz vardır. Ve bu cihazların tamamı doğal olarak veri aktarımı yaparlar.
Birbiri ile veri iletişimi olan tüm parçaları aynı bilişim sistemi kabul ettiğimizde dünyada tek bir bilişim sistemi olduğu sonucuna varırız. Teorik olarak bu doğru da olsa böyle bir yargı haddini aşan bir yargı olacaktır. Kanun koyucu ve bu konuda tanım yapanların amacının bir bütünlük içinde olan cihazları tanımlamak istediğinden şüphe edilemez.
Yalnız bu tanım nasıl yapılabilir? Bu tanımın ihtilaf olan her duruma göre ayrı ayrı yapılması daha mı doğru olur?
4. Système Informatique
Bilgisayarın dünyadaki her ülkede kullanılması, bu terimin her dile girmesini sağlamıştır. İngilizce ve Fransızca tarihlerinden kaynaklanan sebeplerle dünyanın birçok ülkesinde resmi dil olarak kullanılmaktadır. Bu itibarla bu dillerin bilgisayarı hangi terimle kullandığı önemlidir. Yukarıda İngilizce’deki computer terimin tam karşılığı olan bilgisayar anlatıldığı için İngilizce’ye tekrar değinilmeyecektir.
Fransızca’da bilgisayar teriminin karşılığı ordinateur kelimesidir. Ancak Fransız kanunlarında ordinateur kelimesinin yerine genel olarak système informatique kullanılmıştır.
Fransa Ceza Kanunu’nda (FCK) informatique kelimesi farklı şekillerde kullanılmıştır. Türkçe’ye bilişim olarak çevrilen informatique kullanım yerine göre tercümelerde tam karşılığı bulunmamaktadır. Bilişim sistemi ya da bilgisayar sistemi olarak da FCK’da kullanılmaktadır.
Bunlar:
données informatiques: bilişim (bilgisayar) verisi, computer data
traitements informatiques: bilişim (bilgisayar) işlemleri, computer processes
programme informatique: bilişim (bilgisayar) yazılımı, computer program
réseau(réseaux) informatiques: bilişim (bilgisayar) ağ(ları), computer network(s)
matière informatique: bilişim (bilgisayar) malzemesi, computer material
Fransa Ceza Muhakemesi Kanunu (FCMK)’da yer alan terimler:
système informatique: bilişim (bilgisayar) sistemi, computer system
stockage informatique: bilişim (bilgisayar) depolama, computer storage
21 Haziran 2004’de kabul edilen ve 22 Haziran 2004’den itibaren yürürlüğe giren Fransa Ceza Kanunu’nda bilişim suçu ile ilgili madde:
Le fait d'accéder ou de se maintenir, frauduleusement, dans tout ou partie d'un système de traitement automatisé de données est puni de deux ans d'emprisonnement et de 30000 euros d'amende. (…) (Code pénal, Article 323-1)
Bu maddenin Türkçe’ye tercümesi:
Sahtekârlıkla (hukuka aykırı) otomatik veri işleme sistemine ya da bir kısmına giren veya kalan kimse iki yıl hapis ve 30000 Euro para cezası ile cezalandırılır.
Fransızca ve İngilizce arasında terim farklılığının olduğu açıktır. Fransızca ve İngilizce’yi resmi dil kabul eden küçük ülkeleri bir kenara bırakırsak, Kanada teknolojik ve ekonomik gelişmişlik açısından örnek kabul edilebilecek bir ülkedir. Bu ülkenin ceza kanunu hem İngilizce olarak hem de Fransızca olarak uygulanmaktadır.
Kanada Ceza Kanunu’nda système informatique terimi 841. maddesinde tanımlar kısmında kullanılmaktadır. İngilizce karşılığı olarak computer system yani bilgisayar sistemi kullanılmıştır. Kanada Ceza Kanunu’nun diğer maddelerinde ise ordinateur kelimesi kullanılmıştır. Kanunda elliye yakın yerde ordinateur kelimesi computer system terimine karşılık olarak kullanılmıştır.
Kanada Delil Kanunu’nda 31.8 maddesinde système informatique ve computer system terimlerinin aynı anlamda kullanılmıştır.
“computer system”
« système informatique »
“computer system” means a device that, or a group of interconnected or related devices one or more of which,
(a) contains computer programs or other data; and
(b) pursuant to computer programs, performs logic and control, and may perform any other function.
« système informatique »
“computer system”
« système informatique » Dispositif ou ensemble de dispositifs connectés ou reliés les uns aux autres, dont l’un ou plusieurs :
a) contiennent des programmes d’ordinateur ou d’autres données;
b) conformément à des programmes d’ordinateur, exécutent des fonctions logiques et de commande et peuvent exécuter toute autre fonction.
Fransa’nın dünyadaki en gelişmiş ülkelerden biri olduğu açıktır. Bilgisayar ve bilgi teknolojileri özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde gelişmiştir. Bu alanda nerdeyse tüm yenilikler bu ülkedeki şirketler tarafından geliştirilmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da bilgisayar ve bilgisayarla ilgili kavramlarının gerçek anlamda bu ülkede üretilmiştir. Almanya gibi şu an itibariyle Fransa’dan da daha gelişmiş teknolojiye ve ekonomik büyüklüğe sahip bir ülke Amerika’nın ürettiği kelime ve kavramları temel alarak kendi dilinde terimler üretirken Fransa’nın farklı kavramlar ortaya atıp farklı kelimeler üretmesi yersiz olmuştur. Üretilmiş olan système informatique doğrudan computer system yani bilgisayar sistemi teriminin karşılığı olup, bunun üzerine eklemiş oldukları bir kavram ya da yenilik de yoktur. Yapılan tek şey farklı bir terim üretmekten öteye gitmemiştir.
Tüm dünyada kullanılan “information technology” yani bilgi teknolojisi terimini, informatique olarak kullanmakta olmaları da bir anlamda yaptıkları terim üretmenin yersizliğini göstermektedir. Kısacası système informatique her haliyle computer system yani bilgisayar sistemi, informatique de information technology yani bilgi teknolojisidir.
E- Bilgisayar mı Bilişim Sistemi mi?
TCK, bilişim ve bilişim sistemi tanımını Fransızca’daki informatique ve systeme informatique terimlerinin karşılığı olarak kullanmıştır.
Fransa Ceza Kanunu’ndan (FCK) alınan Bilişim Alanındaki Suçlar bölümü bazı kısımları birebir tercüme bir kısmı değiştirilmiş bir kısmı da eklenmiştir. FCK’daki terimle TCK’daki terim arasında fark vardır. FCK’da kullanılan “système de traitement automatisé de données” terimi otomatik veri işlemeye karşılık gelmekte iken TCK’da “bilişim sistemi” terimi tercih edilmişti. Oysaki yürürlükten kaldırılan 765 sayılı ETCK’da “bilgileri otomatik olarak işleme tabi tutmuş bir sistem” terimi kullanılmıştı. ETCK’daki hüküm FCK’daki terimle paralelken teknolojik gelişmeler sonucu eski terim terkedilmiştir. Ancak madde gerekçesinde bilişim sisteminin tanımı “verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir” diye yapılmakla, terim yenilense de kastedilenin eski kanundaki terimin basitleştirilmesinden başka bir amaç içermediği kastedilmektedir.
Yukarıdaki Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bilişim sistemi ve bilgisayar konusunda bir fikir birliği olmadığı görülmektedir. Farklı değerlendirmeler sonucunda bilgisayar ve bilişim sisteminin aynı olmadığı gibi bir sonuca gidilmektedir.
Bunun dışındaki düzenlemeler de düzensiz ve bir sistematik içermemektedir. Terimlerin gelişigüzel kullanılması ve suçun tanımında kullanılan terimlerin ne anlamda kullanıldığının açıkça belli olmaması uygulayıcılar açısından sıkıntılı bir durumdur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Üyesi Kubilay Taşdemir, Ceza Genel Kurul kararındaki karşı oy yazısında bu durumu ifade etmektedir.
“5237 sayılı TCK'nın bilişim alanında suçlara ilişkin hükümlerini eleştirmemek mümkün değildir. Kanun, bu alandaki suçların düzenlenmesi bakımından madde hükümlerinin kaleme alınışından suç siyasetine, suçların düzenlenme şeklinden, uygulanamayacak hükümler içermesine, madde metni ile madde gerekçelerinin birbirinden farklı olmasına, bilişim alanında özel bir bölüm bulunmasına rağmen sistemin dışına çıkılarak genel hükümler içinde de düzenlemelere yer verilmeye çalışılmasına, miktarları itibariyle anlamsız cezalar içermesinden (m. 243/1-2) sonuçları ile orantılı olmayan ağır cezalar barındırmasına kadar çeşitli çarpıklıkları da bünyesinde taşımaktadır”.
Bilgisayar terimi varken bilişim sistemi diye bir tanımın türetilmesi yerinde olmamıştır. Teknolojik gelişmelerin sonucunda bilgisayar olarak adlandıramayacağımız birçok cihazın ortaya çıktığı kesindir. Bu gelişim son on yılda gerçekleşmiş de değildir. Bilgisayar tanımının ilk kullanıldığı günden bu yana zaten bilgisayarlarda çok gelişme olmuştur. İlk zamanlarında bir binayı kaplayan bir tane bilgisayar bugün dizüstüne sığacak kadar küçülmüştür. Bir pazarlama stratejisinin gereği olarak yeni çıkan ürünleri farklılaştırabilmek için bilgisayar özelliklerini taşıyan cihazlara farklı isimler verilmiştir.
Kullanım şekline göre dizüstü ya da masaüstü ayrımıyla başlayan bu süreç tabletler ve akıllı telefonlar şeklinde devam etmiştir. Oysaki burada dikkat edilmesi gereken husus hangi cihazın hangi cihaza doğru yaklaştığıdır. En basit örnek olan akıllı telefonlar artık telefon özelliğinden ziyade bilgisayar özellikleri ile ağır basarken bunlara telefon demek ne kadar doğru tartışılması gereken budur.
Tablet bilgisayar terimi kullanıldığında bilgisayarın sadece boyutunun değiştiği ifade edilirken akıllı telefon terimi kullanılırken kastedilen telefon işlevi de olan bilgisayardır. Ya da Smart TV olarak adlandırılan yeni nesil televizyonlara smart (akıllı) özelliğini veren televizyon özellikleri değil içerisinde çalıştırdığı bilgisayardır.
Çünkü artık neredeyse her şeyin içinde bir bilgisayar vardır. Uydu alıcıları, ADSL modemler, buzdolapları, kombiler, klimalar, otomobiller, televizyonlar, cep telefonları, santraller, fabrikalardaki makinalar. Normal kullanımı mekanik olan bir araca ya da gerece farklı özellikler kazandırıp becerilerini arttırmak istediğinizde içerisine bir bilgisayar yerleştiriyorsunuz.
ENIAC 14 Şubat 1946 tarihinde kamuoyuna açıklandığında 30 tondan fazla ağırlığa sahip ilk bilgisayar olarak tarihe geçti. Bu tarihten elli yıl sonra aynı özelliklere sahip benzer bir bilgisayarın yeni teknolojilerle yapılması sonucunda elde edilen cihaz sadece 7,4x5,3 mm2’ydi. Bu tarihten sonraki teknolojik gelişmeleri de dikkate aldığımızda boyutun daha da küçüldüğüne şüphe yoktur.
ENIAC’a bilgisayar denildiğine göre şu an kullanılan araç ve gereçlerin içindekileri de bilgisayar olarak isimlendirmek haksızlık olmayacaktır.
Araç gereçlerin içindeki küçük, büyük, hızlı, yavaş tüm bilgisayarların ortak özelliği bir mikroişlemcilerinin olması ve bir yazılımı çalıştırmalarıdır. Dijital değerleri fiziksel değerlere dönüştüren bir dijital analog çevirici bilgisayarın amaçlandığı işlevini yerine getirmesi için de şarttır.
Bilgisayar ve bilişim sistemi tanımını yaparken genel yaklaşım, bilgisayarın sınırlarını daraltırken bilgisayar içeren cihazları bilişim sistemi diye ifade etmektir. Bu yanlış bir yaklaşımdır ve genel olarak bilgi teknolojisi bilgisi yetersiz kişiler tarafından ileri sürülen bir bakış açısıdır.
Bilgisayar yazılımı ile her amaç için kullanılabilir ve mutlaka bir amacı olmalıdır. Amacı olmayan bir bilgisayarın üretilmesi anlamsızdır. Bilgisayarları kullanım amaçlarına göre sınıflandırmak ise bilgisayarın bilgisayar özelliğini ortadan kaldırmaz. Eklentilerin yapılması, işlem hızı ve işlem miktarı kapasitesinin arttırılması da bilgisayar olduğu gerçeğini değiştirmez.
Teknolojik gelişmeler ve ihtiyaç çerçevesinde çok farklı bilgisayar yapıları ortaya çıkmıştır. Aynı veri depolama alanlarını kullanan bilgisayarlardan, aynı iş için birlikte kullanılıp paralel çalışan bilgisayarlara kadar farklı yapıdadırlar. Üstelik tüm bilgisayarlar genel amaçlıdır. Bilgisayar gerçekte neyi işlediğini bilmez ve bununla da ilgilenmez. Genel amaçlı diye değerlendirilen bir masaüstü ya da dizüstü bilgisayar ile bir fabrikadaki makinayı yöneten bilgisayar arasında yapısal hiçbir fark olmasına gerek yoktur. İkisinin de bir mikroişlemcisi, hafızası ve yazılımı vardır. Tek farkı fiziksel değerlerle ilişkisini sağlayan analog-dijital ve dijital-analog çeviricilerdir. İki bilgisayarı yer değiştirdiğinizde de yazılımda gerekli değişiklikleri yapılarak aynı işi yapabilecekleri görülecektir.
Bilişim sistemi, bilgisayar teriminin farklı bir söylenişidir. Yargıtay Kararı’nda ise
“Maddede, "bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem" ibaresi kullanılmıştır. Bu ibare öğreti ve uygulamada, hem tek başına bir bilgisayar, hem de birden çok bilgisayar veya diğer bilişim araçlarından meydana gelen bir bilişim sistemi olarak yorumlanmıştır.” (Ceza Genel Kurulu 2006/6-136 Esas, 2007/150)
denilerek bilgisayarın bilişim araçlarından biri olduğu ve bilgisayar dışında başka bilişim araçları da olduğu söylenmektedir. İçinde bilgisayar olmayan bilişim aracının ne olduğunun açıklaması da aynı kararda açıklanmıştır:
“Bilişim sözcüğü ise, bilginin otomasyona tabi tutulması sonucunda işlenmesini, başka deyişle, verinin saklanması, organize edilmesi, değerlendirilmesi, nakledilmesi, çoğaltılmasını da kapsamaktadır. Madde gerekçesinde bilişim sistemi, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistem olarak tarif edilmiş, "veri" kavramının da tüm bilişim suçlarının üzerinde işlendiği suçun konusu olduğu kabul edilmiştir. Bu tanımlamalardan da anlaşıldığı üzere, bilişim sistemi, bilgisayara göre daha geniş bir alanı kapsayan bir üst kavramdır. Bilişim sisteminde veri iletişimi, bilgisayarla birlikte, elektronik, manyetik veya bazı mekanik araçlarla bir ağ üzerinden sağlanabilir.”
“Bilişim sözcüğü ise, bilginin otomasyona tabi tutulması sonucunda işlenmesini, başka deyişle, verinin saklanması, organize edilmesi, değerlendirilmesi, nakledilmesi, çoğaltılmasını da kapsamaktadır” tanımında bu işlemleri neyin yaptığı sorulmalıdır. Bu işlemlerin hepsi bilgisayar tarafından gerçekleştirilir. Bilgisayar yazılımı ile birlikte bir bütün olduğundan yaptığı işleme ister işlenme, isterse saklama, organize edilme, değerlendirilme, nakledilme, çoğaltılma denilsin hepsi bilgisayar ve kullanılan yazılım tarafından gerçekleştirilir. Bilgisayara bilgiyi iletmeden yani nakletmeden işlenmesinin beklenemeyeceği, işlenmiş bilginin bilgisayar tarafından işletene ya da bir başkasına gönderme işleminin de bilgisayar tarafından yapılacağı açıktır.
En basit örnek olarak internette bir site üzerinden işlem yapıldığı varsayıldığında, bu yapının bir bilişim sistemi olduğuna ve iki tarafta da bilgisayarın olduğu konusunda fikir ayrılığı yoktur. Bilişim sisteminde bilgisayar dışı araçların olabileceğini söyleyen görüşe göre bu iki bilgisayarın iletişimi sağlayan diğer cihazlar bilişim aracı olarak nitelendirilebilir. Bu iletişimi de router, switch ya da firewall adı verilen cihazlar yapar. Ve bu cihazların hepsi bilgisayardır. Router özelliği olan bilgisayar, switch özelliği olan bilgisayar ve firewall özelliği olan bilgisayar. Hatta router ve firewall özelliği genel amaçlı diye nitelendirilen bir masaüstü ya da dizüstü bilgisayarla bile gerçekleştirilebilir.
Bu açıklamaların ışığında aynı Yargıtay Kararı’nda varılan tek amaçlı çalışan bilgisayarın veya atanmış bilgisayarın bilişim sistemi kabul edilmemesi demek bilgisayarın niteliğinin amaca göre belirleneceği anlamına gelecektir ve ister bilişim sistemi ister bilgisayar densin, bilgisayarın tanımını daraltan ve bilgisayarın niteliklerini göz ardı eden bir bakış açısıdır.
“Yoksa tek amaçlı çalışan bilgisayar destekli veya bilgisayar özelliklerinin bir kısmına haiz aletler ile atanmış bilgisayarlar bu yasanın kastettiği bilişim sistemi tabiri içinde değerlendirilemezler.”
Aynı karardaki karşı oy yazısında bilişim faaliyeti tanımlaması yapılmaktadır.
“Bir faaliyetin bilişim faaliyeti olup olmadığını tarif edebilmek için, o faaliyetin bilgisayar sistemine dahil olup olmadığına bakmak gerekir. Daha açık bir ifadeyle şu sorunun cevabı verilmek gerekir. Faaliyet bilgisayar sistemiyle mi temellenmektedir; yoksa bilgisayar o faaliyetin gerçekleşmesine yardımcı bir unsur olarak mı kullanılmaktadır? Yani bilgisayar destekli midir? Bankaların ATM uygulaması bilgisayar destekli olduğu için bilişim faaliyetidir. Zira bu sistem herhangi bir nedenle çöktüğünde bu faaliyet de asla gerçekleşmez.
Bunun karşıtı bir örnek verilecek olursa, uçak firmalarının bilet satışlarında bilgisayar sistemlerinden yararlanmaları yani faaliyetin bilgisayar destekli olması bir bilişim faaliyeti değildir. Çünkü bu sistemler bu firmaların faaliyetini kolaylaştırmakla hızlandırmakla ve daha verimli kılmakla birlikte faaliyetin tarif edici unsuru değildir.”
Bu yorumda da hata yapılmıştır. Örnek verilen, bankaların ATM uygulaması bilgisayar destekli olduğu için bilişim faaliyeti olduğu ve bu sistem herhangi bir nedenle çöktüğünde bu faaliyetin asla gerçekleşmeyeceği iddiasına en basit cevap, banka şubesinden para çekme ya da yatırma işlemleri devam edilebilir. Yani uçak firmalarının bilet satışlarında bilgisayarın kullanılması bilişim faaliyeti olarak değerlendirilmeme sebepleri olan faaliyeti kolaylaştırmak, hızlandırma ve daha verimli kılma özellikleri aslında ATM uygulaması için de aynen geçerlidir. Burada karışıklığa yol açan şey, müşterinin bu işlemler için ATM’de ya da bilet alırken insana ihtiyaç duyup duymaması ise günümüzde uçak biletlerinin internet üzerinden alınabiliyor olması, artık bu işlemin de bilişim faaliyeti olmasını mı sağlamaktadır?
Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından TBMM’ye gönderilen Başbakan imzalı Türk Ceza Kanunu Tasarısı’nda, tasarıda 346’ncı madde olarak yer alan kanunlaşırken 243’ncü madde numarasını alan “Bilişim Sistemine Girme” suçunun gerekçesinde aşağıdaki ifade yer almaktadır:
“Tasarının bu ve izleyen maddelerinde “bilgileri otomatik olarak işleme tâbi tutmuş sistem” ibaresi yerine aynı anlamı taşımak üzere “bilişim sistemi” sözcüklerinin kullanılması uygun sayılmıştır”
Madde kanunlaşırken gerekçesinde sadeleştirmeye gidilmiştir:
“Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir.”
Her iki gerekçe de aynı anlamı taşımaktadır.
Tüm bu sorunlar bilgisayarın alanını daraltıcı bakış açısından vazgeçilerek düzeltilebilir. Her bilişim sistemi diğer bilgisayarlardan farklı özellikleri bulunabilen bir bilgisayardır. Her bilgisayar da bilişim sistemidir. Her ne kadar bilişim sistemi terimi kullanılması yerinde olmasa da, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere bilişim sistemi ilk tasarı halinden kanunlaşma sürecinin sonuna kadar, ister manyetik olsun isterse olmasın otomatik işleme tâbi tutma olanağını veren sistem bilgisayardır.

1http://www.mevzuat.gov.tr adresinde Mayıs 2013’te yapılan kanun metninde geçen kelimeler aranması sonuçlarına göre elde edilen değerlerdir.
2Kanundaki maddenin tamamı değil “bilişim sistemi” terimi geçen fıkralar alınmıştır.
3İlgili Madde:
Kişisel verilerin kaydedilmesi
Madde 135- (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
4Bilişim Alanındaki Suçlar maddelerinin gerekçeleri önemleri sebebiyle kısmen değil aynen alınmışlardır.
52.7.2012 tarihli 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
66352 sayılı kanunun 95. madde gerekçesi tüm araştırmalara rağmen bulunamamıştır.
7TCK md.244
8(Artuk, Gökçen, & Yenidünya, 2011, s. 673-674)
9(Yaşar, Gökcan, & Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu Cilt 5, 2010, s. 6739-6740)
10(Değirmenci, 2004 Türk Ceza Kanunu’nun Bilişim Suçları Bakımından Değerlendirilmesi, 2005 Sayı 58, s. 199)
11Kitap: Karl Steinbuch, Informatik: Automatische Informationsverarbeitung, Berlin: SEG-Nachrichten,1957
12İng. informatics, Fransızca informatique, İtalyanca-İspanyolca informatica
13(Fourman, 2013)
14http://mi.metu.edu.tr/tr/
15(Buhr & Kosing, 1999, s. 366)
16İng. computer network. İngilizcede bilişim sistemi diye bir tanım yoktur.
17Optical Character Recognition: Resimden metne çevirim yapma işlemidir. Yazılım ile yapılır.
18(Değirmenci, 2004 Türk Ceza Kanunu’nun Bilişim Suçları Bakımından Değerlendirilmesi, 2005 Sayı 58, s. 199)
19HDMI kısaltma. high definition multimedia interface. Bilgisayar ile ekran arasında görüntü ve ses aktarımı dijital veri şeklinde yapılır.
20İng. Global Positioning System.
21Ürettikleri verilere bilgisayara aktaran ya da bilgisayardaki veri aktarılan cihazlara örnekler: Fotoğraf makinaları, kameralar, dijital mikroskoplar, tıbbi test cihazları, otomobil test cihazları, görme engelliler için Braille yazıcısı, TV kartları vb.
22Fransız Ceza Kanunu, http://www.legifrance.gouv.fr/telecharger_pdf.do?cidTexte=LEGITEXT000006070719
23http://laws-lois.justice.gc.ca/PDF/C-46.pdf
24http://laws-lois.justice.gc.ca/eng/acts/C-5/page-13.html
25http://laws-lois.justice.gc.ca/fra/lois/C-5/page-13.html
26Ceza Genel Kurulu 2009/11-193 E., 2009/268 K.
27Electronic Numerical Integrator and Computer
28(Rojas & Hashagen, 2000, s. 121)
29Hub diye nitelendirilen ve içinde mikroişlemci olmayıp sadece sinyalleri kendisine bağlı her hatta yönlendiren cihazlardan farklı olarak switchler üzerlerinden geçen veriler üzerinde işlem yapabilirler.
30automatic teller machine. Türkçesi otomatik banka memuru makinası
31Tasarıda sayfa 155

Diğer Bölümler

Bölüm 1
Bilgisayar

Bilgisayar

Bilgisayar nedir? Tanımını yapabilmek için teknik bilgiye ihtiyaç var. Ancak ondan sonra doğru bir tanım yapılabilir.

Oku
Bölüm 2

Ceza Hukuku Kavramları

Ceza hukukunun uygulanmasında kullanılan temel kavramlar ve prensipler anlatılmaktadır. Detaya girilmeden yeteri derecede bilgilendirme amaçlanmaktadır.

Oku
Bölüm 3

Bilgisayar ve İrade

Bilgisayar kendi başına bir şey yapabilir mi yoksa kullanıcısının emirlerini yerine getirmekten başka bir seçeneği var mı?

Oku
Bölüm 4

Bilgisayar ve Bilişim Sistemi

Bilişim sistemi teriminin İngilizce’de karşılığı yoktur. Computer yani bilgisayar olarak olan terim bilişim sistemini de ifade eder.

Oku
Bölüm 5

Siber Suçlar

Siber suçların tanımı yapılarak türlerinin neler olduğu açıklanıyor.

Oku